Over Rezervi Ne Anlama Gelir?
‘Yumurtalık Rezervi’ terimi, oosit olarak da bilinen yumurtalarınızın sayısı ve kalitesi anlamına gelir. Yumurtalık rezerviniz azalmışsa bu durum, yumurtalarınızın sayısının ve kalitesinin yaşınıza göre beklenenden daha düşük olduğu anlamına gelir. Düşük yumurtalık rezervi (DOR), her yaştan insanı etkileyebilir. Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılmış bir araştırmaya göre, rahmi olan kişilerin yaklaşık yüzde 10’u bu sorun ile karşı karşıyadır. Azalmış yumurtalık rezervinin maalesef tedavisi bulunmamaktadır, ancak bu duruma rağmen hamile kalmak mümkündür.
Düşük yumurtalık rezervi (DOR), yumurtalığın normal üreme potansiyelini kaybettiği ve doğurganlığın tehlikeye girdiği bir durumdur. Bu durum, hastalık veya yaralanmadan kaynaklanabilir, ancak çoğunlukla normal yaşlanmanın bir sonucu olarak ortaya çıkar. DOR, infertilite nedeni ile doktora başvuran hastaların % 10-30’unda mevcuttur.
Yaşa göre ortalama yumurta sayısı nedir?
Yumurtalık rezervinizdeki “ortalama” yumurta sayısı yaşa bağlıdır. Henüz siz annenizin rahmindeyken kendi yumurtalarınız oluşmuştur. Başka bir deyişle, sahip olacağınız tüm yumurtalarla beraber dünyaya gelirsiniz. Bu seviyeden itibaren, yumurta rezerviniz zamanla azalır. Yumurtalık rezervinizi bir sepet yumurta olarak düşünebilirsiniz. Tipik olarak bir sepet dolusu yumurta ile doğarsınız ve bu yumurtalar hayatınız boyunca tükenir. American College of Obstetricians and Gynecologists’e göre, bunlar her yaşta sahip olduğunuz ortalama yumurta sayısıdır:
- 20 haftalık gebelik: 6 ila 7 milyon oosit
- Doğum: 1 ila 2 milyon oosit
- Ergenlik: 300.000 ila 500.000 oosit
- 37 yaş civarında: kabaca 25.000 oosit
- 51 yaş civarında, (ABD’deki ortalama menopoz yaşı): kabaca 1.000 oosit
Yumurtalık rezervi azalmış olanlar, olmayanlara göre daha az yumurtaya sahipken, bu durumdaki kadınlar için ortalama yumurta sayısı konusunda net bir fikir birliği yoktur. 2015 tarihli bir makalede belirtildiği gibi, azalan yumurtalık rezervi genellikle yumurtalık rezervindeki yumurta sayısıyla değil hormon seviyeleri ile tanımlanır, bu da durumun tanımını kafa karıştırıcı hale getirir. Azalmış yumurtalık rezervi, yumurtaları saymakla değil, hormon seviyelerini ölçen kan testleri ile teşhis edildiğinden, azalmış yumurtalık rezervi olan birinin ortalama yumurta sayısını belirlemek zordur.
DOR’a Ne Sebep Olur?
Kadınlar yaşlandıkça doğal doğurganlık potansiyelleri azalmaya başlar. Bu durum evrenseldir ve 30 yaş gibi erken bir yaşta görülebilir ve bunu izleyen on yılda daha belirgin hale gelir. Tipik olarak, az sayıda kadın 40’lı yaşlarının ortasına kadar normal doğurganlığı korur. Yardımla üreme, doğurganlıktaki bu azalmadan sorumlu yumurtalardaki değişiklikleri tersine çevirmediğinden, IVF uygulanan hastaların başarı oranları, popülasyonun büyük bölümünde görülen doğal doğurganlıktaki normal düşüşe paraleldir. Hastalık veya genetik anormallikler bu düşüşü hızlandırabilir.
Nüfusun yüzde biri, 40 yaşından önce yumurtalık yetmezliği (erken menopoz) yaşar. Bu durum, erken yumurtalık yetmezliği veya erken menopoz olarak adlandırılır. DOR hastaları, erken yumurtalık yetmezliğine yol açan kalıtsal bir durum olan ve aynı zamanda kalıtsal zihinsel engelliliğin ve otizmin en yaygın nedeninden de sorumlu olan Frajil X Sendromu için bir kan testi ile taranmalıdır (FMR1 geni premutasyonu).
DOR’un belirtileri nelerdir?
Çoğu kadında düşük yumurtalık rezervi herhangi bir belirtiye ya da şikayete neden olmaz ve oldukça sinsi seyreden bir durumdur. Daha nadiren de adet düzeninde bozulmalar görülebilir, adet kanamalarının araları kısalabilir. Menopoz yaklaştığında, kadınlar sıcak basması, uyku güçlüğü, adet dönemlerinin atlanması ve vajinal kuruluk gibi belirtiler fark edebilirler.
Düşük yumurtalık rezervi, en çok çocuk sahibi olamama şikayetine neden olmaktadır. Çocuk sahibi olamama şikayeti ile doktora başvuran hastaların %10-30’unda azalmış yumurta sayısı bulunmaktadır. Yaşınız genç bile olsa, evlendikten sonraki bir yıl içinde gebe kalamıyorsanız, vakit kaybetmeden bir üreme sağlığı uzmanına başvurup yumurtalık rezervinizi değerlendirmelisiniz. Düşük yumurtalık rezervi teşhisi konan kadınlarda zaman kaybetmeden bir tüp bebek tedavisine başlanmalıdır. Çünkü yumurta sayısındaki azalma süreklilik gösteren bir durumdur ve zaman geçtikçe daha da şiddetlenecektir.
Ayrıca zamanında ve uygun tedavi yapılmadığı taktirde, yumurta sayısı düşük olan kadınlarda tüp bebek başarı oranları da düşmekte ve tedavide yumurta gelişimi sağlanamayabilmektedir.
DOR Nasıl Teşhis Edilir?
Yumurtalıklarda bulunan yumurtaların sayısını tahmin etmek için bazı testler mevcuttur. Ancak bunlardan en doğru sonucu verenler ve en çok kullanılanlar şunlardır: 1. Kanda bakılan AMH düzeyleri, 2. Ultrason ile değerlendirilen yumurta sayımı.
AMH (Anti-Müllerian Hormon), doğurganlık potansiyeli tahmin etmede oldukça başarılı bir kan testidir. Bu hormon genellikle vücuttaki yumurta sayısını yansıtır. Kadınlar için en önemli atılarından bir tanesi, adet döneminin herhangi bir gününde ölçülebilmesidir. Yine ölçüm yaptırmak için aç veya tok olmaya da gerek yoktur.
Yumurta sayısını değerlendirmedeki diğer önemli test ise yumurta sayımıdır ve hem karından hem de hazneden (vajinal) ultason ile yapılabilmektedir. Fakat vajinal ultrason ile yapılan ölçümler, daha doğru sonuçlar vermektedir.
DOR Nasıl Tedavi Edilir?
Uzun zamandan beri tıp dünyası yumurtalık rezerv azalması veya yumurtalık yaşlanmasına yönelik tedaviler üzerinde çalışmaktadır. Fakat günümüzde, yumurtalık rezerv azalmasını yavaşlatan veya engelleyen hiçbir tedavi bulunmamaktadır. Yumurta sayısının azaldığı belirlendikten sonra, uygulanan tedaviler gebe kalma süresini hızlandırmak veya bir hastanın sonraki yıllarda kullanımı için yumurtaları veya embriyoları dondurmak amacını güdebilir.
Tüp bebek tedavilerinde de yumurta sayısı azalmış kadınlara özel olarak uygulanan bazı tedavi yöntemleri (DuoStim veya ardışık yumurtalık uyarımı) veya tedavilere ilave edilen ilaçlar bulunmaktadır. Bu yöntem ve ilaçlar, uygulanan tüp bebek tedavisindeki başarı oranlarını bir miktar yükseltebilir. Yumurta sayısı düşük olan kadınlara yapılan tüp bebek tedavilerinde, daha çok sayıda yumurta toplayabilmek için daha yüksek dozlarda ilaç kullanımı da mümkündür.
Sonuç olarak, tüp bebek tedavilerinde elde edilen yumurta sayısı arttıkça başarı şansı da artmaktadır. Ancak, gebeliğin de tek bir sağlıklı yumurtanın döllenmesi ile gerçekleştiği unutulmamalıdır. İçinde bulunduğumuz COVID-19 pandemisi nedeniyle tüp bebek tedavileri başlandıçlarının geciktirildiği göz önüne alındığında, yumurta rezervi değerlendirmesinin geciktirilmemesi ve azalmış yumurta sayısı tespit edildiğinde de tedavilerin geciktirilmeden başlatılması çok önemlidir.