Skip to content

Tüp Bebek ve Beslenme

Tüp Bebek Tedavisi ve Beslenme

Günümüzde beslenme, sağlığımız üzerindeki önemi giderek daha çok anlaşılan bir konudur. Özellikle stresli ve zorlu yaşam süreçlerinde beslenmenin sağlığımız üzerindeki etkileri daha da ön plana çıkmaktadır. Tüp bebek süreci de kadının yaşamındaki bu zorlu süreçlerden bir tanesidir ve bu sebeple beslenme dikkat edilmesi gereken bir konudur. Tüp bebek tedavisi gören kadınlardaki önemli endişelerden bir tanesi de bu süreçte beslenmenin nasıl olacağıdır.

Tüp bebek tedavisinde başarıyı artıran etkenlerden biri de ideal kiloda olmaktır. Yapılan çalışmalarda tüp bebek tedavisine başlamadan önce aşırı kilosu olan kadınlarda, tüp bebek tedavisi sırasında yüksek doz ilaçlara gereksinim duyulduğu, bu kadınlarda transfer edilen embriyoların, rahim içine daha az tutunduğu veya düşük yapma oranlarının daha yüksek olduğu gösterilmiştir. Kilonun çok fazla olmasının yanı sıra aşırı düşük kiloda olmak da tedavi sürecini zorlaştırmaktadır. Bu sebeple, tüp bebek tedavisine başlamadan önce ideal kilonun yakalanması, varsa fazla kiloların mümkün olduğunca verilebilmesi çok önemlidir. Tedaviye başlamadan önce ideal kiloyu yakalamak için diyetisyen yardımı alınabilir.

Tüp bebek tedavisi sürecinde bol sıvı almak gerekir. Bu sıvının ana kaynağı su olmalıdır ve kola, çay, maden suyu yerine günde en az 2-3 litre su tüketilmelidir. Yetersiz sıvı alan kadınlarda bazı genitoüriner sistem infeksiyonlarının sıklığı artmakta ve bunlar da düşükleri tetikleyebilmektedir.

Tüp bebek tedavisi süresince nohut, kuru fasulye, barbunya sofralardan eksik edilmemelidir. Bu gıdalar önemli birer protein ve vitamin deposudur. Haftalık yemek programında en az 2 gün kuru baklagiller olmalıdır. Protein, mineral ve omega-3 bakımından en zengin olan besin balıktır. Haftada en az iki kez balık tüketmek, tedavi başarısını olumlu etkiler.

Hem tüp bebek tedavisi hem de gebelik döneminde olmazsa olmaz vitaminlerden bir tanesi de folik asittir. Folik asit bakımından zengin yeşil yapraklı sebzeler, fındık ve badem gibi kuruyemişler tercih edilmelidir. Bu besinlerin tüketilmesine rağmen, özellikle gebelik düşünen kadınlarda ve gebelerde, vücudun folik asit gereksinimi karşılanamayabilir; bu sebeple de folik asit takviyelerinin kullanılması önerilmektedir.

Besinlerin içeriği kadar pişirme yöntemleri de son derece önemlidir. Kızartma, ızgara gibi pişirme yöntemleri yerine; haşlama, buğulama, fırında pişirme yöntemleri tercih edilmelidir. Özellikle kızartma ve ızgara yöntemlerinde, vücudumuz için son derece zararlı bazı kimyasal maddeler açığa çıkmakta ve bunlar yüksek miktarlarda vücuda alınmış olmaktadır. Ayrıca sebzelerin tüketiminde çok fazla haşlanmamasına ve vitamin içeriklerinin azaltılmamasına dikkat edilmelidir.

Tüp bebek tedavisinde diğer önemli bir husus da sigara kullanımıdır. Sigaranın kadında yumurta ve erkekte sperm hücrelerinin genetik yapılarına son derece zararlı olan kimyasal maddeler içerdiği gösterilmiştir. Ayrıca sigara, yeni oluşan embriyonun rahim içine tutunmasını zorlaştırmakta veya embriyonun gelişimini negatif yönde etkilemektedir. Tüp bebek tedavisi sürecinde sigara içiliyorsa bırakılmalı ve hatta sigara içilen ortamlardan uzak durulmalıdır.

Tüp Bebek Tedavisi ile Dünyaya Gelen Bebekler Diğer Bebeklerden Farklı mı?

Tüp bebek tedavisi esnasında yumurtalıkların uyarılması adına uygulanan ilaçlar ve uygulanan işlemler yalnızca yumurtanın spermle döllenmesini gerçekleştirmek ve embriyonun oluşmasını sağlamak için uygulanmaktadır. Bundan sonraki evrede ise embriyonun rahme transfer edilmesi ve doğum gerçekleşene dek anne adayının rahminde kalması için çalışmalar yapılmaktadır. Tüp bebek tedavi yöntemiyle doğacak olan bebeklerde bundan sonraki aşamalarda, normal hamileliklerin sürecinden geçerek doğan bebekler gibi aynı süreçlerden geçip doğarlar. Bu sebeple de her iki yöntemle doğmuş olan bebekler arasında herhangi bir fark bulunmaz.

Her ne kadar tüm gebelik süreci, doğal gebelikler ve tüp bebek gebeliklerinde tamamen aynı olsa da, zaman zaman tüp bebekle elde edilen gebeliklerde düşük oranlarının çok az daha yüksek olduğunu gösteren istatistikler bulunmaktadır. Dolayısıyla bebeklerinin sağlığını önemseyen anne baba adayları, doktorlarının düşük konusunda yapacakları uyarılara kulak asmalıdırlar. Yine tüp bebek gebeliklerinin, normal gebeliklere göre bir veya iki ay önce doğabildiğine dair veriler de bulunmaktadır.

Diğer Yazılar